Çünkü tanıdığımız ya da tanıdığımızı sandığımız insanlar, bizim hatırladığımızdan çok farklı birine dönüşebiliyorlar.Ya da biz daha önce görmediğimiz, bilmediğimiz çok farklı yanlarını görüyoruz.
CNN’de Medya Mahallesi programını yapan Ayşenur Arslan’ı çok eskiden tanırım.
Eğer bana, onun bir “psikolojik savaş elemanı” gibi ekrana çıkıp, milyonlarca insanın gözüne bakarak hiçbir utanma hissetmeden yalan söyleyebileceğini söyleselerdi buna inanmazdım.
“Öyle biri değildir, asla yapmaz” derdim.
Ve, yanılırdım.
Geçen sabah onun programına bakıyordum.
“Medyadaki hataları ve yanlışları” ortaya koymayı amaçlayan programında Yazgülü Aldoğan’la konuşuyordu.
Taraf gazetesiyle ilgili söylediklerini duyunca öyle donup kaldım.
Aynen şöyle söyledi:
“Yaptıkları haberlerin yüzde doksanı yalan çıkan Taraf gazetesi...”
Manüplasyonun, yalanın, iftiranın, utanmazlığın bir sınırı vardır diye düşünüyor insan ve böylesine arsız bir cüretle karşılaştığında gerçekten soluğu kesiliyor.
Şimdi Ayşenur Arslan’a medya programı yaptıran CNN kanalından ve Arslan’dan rica ediyorum.
Taraf gazetesinin haberlerinin “yalan çıkan” yüzde “doksanını” ekranda sıralasınlar.
Biz de bu gazeteyi kapatalım.
Yüzde doksanı yalan çıkan haberler yayınlamak için bunca insanın, bunca çile çekerek çabalamasının bir anlamı yok çünkü.
Ama bunu yapamazlar.
Çünkü Arslan, CNN ekranından pervasızca yalan söyledi.
Bir gazeteci, yalan olduğunu, kanıtlayamayacağını, rezil olacağını bile bile niye yalan söyler?
Niye kendi adını ve geçmişini böylesine bir kalemde silecek bir iş yapar?
Bir insan kendi adından ve dürüstlüğünden ne karşılığında vazgeçer?
Darbelere, çetelere, cuntalara, yolsuzluklara karşı çıkan bir gazeteyi karalamak için niye dürüstlüğü çiğner de geçer?
Bu kadar kasıtlı, bu kadar rahat yalan söyleyen, bu kadar rahat karalayan birine hangi amaçla program yaptırılır?
Bu yapılanın gazetecilikle, televizyonculukla, dürüstlükle ne alakası var?
CNN gibi bir televizyon kanalının ekranında, Ayşenur Arslan gibi biri, yalan olduğu daha söylendiği anda belli olan bir yalanı bu kadar fütursuzca söyleyebiliyorsa, bu ülkenin insanları, neye ve kime güvenecek?